28 Nisan 2017 Cuma

Hangi branş size göre ?

          Aleyna, canının acımasına rağmen hissettirmeden pointe çıkıyor.
   Seyrettiğimiz şeylerden haz duyuyorsak, bize ilham veriyorsa şunu yapmalıyım diyerek çığır açmamızı sağlıyorsa bu muhtemelen güzel şeylerin varlığından kaynaklanıyordur. Müzik insan beniyle söze gerek duymadan canlanıyor. Şiddet unsurunu bile bizlere estetik bir şekilde anlatan bir dans düşünün. Modern dans… Bale diye düşünmüş olabilirsiniz ancak, balenin şiddet unsurunun kışkırtıcı olduğunu söylemek biraz yanlış olur. Her şeye rağmen iki dansın hissettirdikleri paha biçilemezdir. Peki siz   Klasik bale ve Modern dansın birbirine yakın olduğunu düşünüyor musunuz ? Dansa ilginiz olabilir ancak hangisi bana göre diye düşünüyor olabilirsiniz. Bu yüzden dans branşlarını tanımalısınız.
Son 10 yıldır televizyonlarda izlediğimiz dans ve şarkı yarışmalarının, izleyenleri sanata teşvik etmediğini söylemek koca bir yalandır. Mutlaka her semtte ikişer üçer tane gördüğümüz bir kavram gözümüze çarpar. “Modern Dans” Nasıl edebiyat tarihinde dönemler birbirlerine tepki olarak doğduysa bu durum sahne sanatları için de geçerli sayılıyor. Modern dansın gün geçtikte popülerleşmesiyle akıllara şu soru gelebilir. “ Hemen hemen her türlü dans ekranlarda sergilenirken, neden bale bize uzak duruyor?”

 
Modern dans eşliğinde Modern bale çalışılıyor.
  Bilindiği üzere balenin katı kurallarının olması, dayanaklılık, esneklik ve gücü esas almasıyla bale kendi koşullarını belirlemiş oluyor. Modern dans ise Klasik balenin bir alternatifi olarak görülüyor. Balenin katı kurallarının aksine özgür bir danstır. Bu özgürlüğü anlatmak gerekirse; modern dansta istediğiniz müzikte dans edebilirsiniz. Belirli teknik ve figürlere ihtiyacınız yoktur. Doğal duruşunuz sizin için yeterli bir pozisyondur. Doğru veya yanlış gibi keskin hatları yoktur. Yorumlara ve özgünlüğe açıktır. Bale gibi net kurallar çerçevesinde değildir. Bu iki dansı en kolay kıyafetlerinden
ve dansa bakış açılarından ayırt edebilirsiniz. Eğer bale matematikse, modern dans ise fiziktir. Bale yapan birisi modern dans yapabilir ancak, modern dans yapan kişinin gerekli eğitimleri alması gerekir. İzlemesi oldukça zevkli olan bu iki dans türü birbirlerine tepkili olmalarına rağmen, biri asaletiyle göz kamaştırırken diğeri ise özgürlüğüyle dikkat çekiyor. 
   Sanatın oldukça az ilgi görmesi tabi ki sahne sanatlarını da etkiliyor. Dans çeşitleri, tiyatro… Çocukluktan itibaren gençlere sanata teşvik edilmemesi, yeterli imkanların bulunmayışı, desteklenmemesi yanlış anlaşılmaları da beraberinde getiriyor. Konservatuarlarda halen bale ve klasik balenin ayrı olması birlikte olduklarını ama aynı zamanda zıt düştüklerini de gösteriyor. Ülkemizde Royal Academy gibi  bir okul olsaydı, sanata bakış açımız böyle mi olurdu dersiniz?

Neslihan Dönmez ile Klasik bale ve Modern dans hakkında konuştuk. Kimlere göre olup olmadığı, farkları… Detayları öğrenmek isterseniz aşağıdan videoyu izleyebilirsiniz.

14 Nisan 2017 Cuma

Halka göre bale...



Baleyi sevenler kadar sevmeyenler de var. Kadıköy ve Kapalıçarşı hakkına sorduk. Bakalım nasıl cevaplar vermişler. Videoyu izlemek isterseniz aşağıdan izleyebilirsiniz.




Kamera: Billur Erdek
Haber. Yasemin Erginbilgiç

31 Mart 2017 Cuma

Dünden bugüne bale



Baleyi sadece kulaktan dolma bilgilerle duymuş olabilirsiniz. Peki bale nasıl doğdu ? Bugünlere nasıl geldi?




 Chopin - Nocturne op.9 No.2

17 Mart 2017 Cuma

Tüm zorluklarıyla bale


  Bale sanatını sadece sahnede izleyen, yakından tanımayan biri yalnızca güzelliğini görüyor olabilir. Ama balenin zor ve karanlık yüzünde neler olabileceğini hiç düşündünüz mü?



Öncelikle bale, zoru sevenlerin yapabileceği bir sanattır. Çünkü, acıya dayanıklı olmayan sanatçılar balede ilerleme gösteremez. Ayakların pointe (tam parmak ucunda durmayı sağlayan ayakkabı) alışma süreci en zor zaman aralığı olarak söylenir. Ayaklar ilk önce kanamaya başlar, tırnaklarınız morarıp düşme tehlikesi geçirir, yaralar tam iyileşmeye başlarken yeni yaralarla karşılaşabilirsiniz. Ayaklarınızı pointe sokmadan önce teker teker bantlarsanız, bu etkileri en aza indirebilirsiniz. Aksi taktirde yaralanmalar ve sakatlanmalar hayallerinize mani olabilir.




Ayakkabınızın topuğunun sert geldiğini düşünün. Ne yaparsınız? Büyük ihtimalle ayakkabıcıya götürüp, topuğunu dövdürmeyi tercih edersiniz. Ancak, bale sanatçılarında böyle bir ihtimal söz konusu değildir. Onlar, ayakları pointe alışana kadar giyerler. Pointlerinin, ayaklarının şeklini alabilmesi için  ezme işlemi gerçekleştirirler. Alınan her pointte bu işlem tekrarlanır. Kulağa acımasızca gelen bu yöntemi her bale sanatçısı gerçekleştiriyor.


Canları acıya acıya ezdikleri pointleri parçalansa bile çöpe atamazlar. Çünkü, rahat edilen bir pointi bulmak çok zor olduğundan yeni bir point almak istemezler. Çocukluğunuzu düşünün. Eskise de, yırtılsa da, ayağımızı vursa da o çok sevdiğimiz ayakkabımızı giymeye devam ederdik.


Dans edenler ve spor yapanlar bilir. Bunları yapmak büyük  özveri ve fedakarlık ister. Her ne pahasına olursa olsun, sabah kalkıp esnemenizi, antremanızı yapmak zorundasınızdır. Bugün es geçeyim, yarın yaparım deme hakkınız yoktur, çünkü  bale nankör bir sanattır. Eğer düzenli çalışmalarınızı yapmazsanız, bedeninize hareketleri alıştırmazsanız hem esnekliğinizi kaybederseniz hem de hareketlerinizi. Bu nedenle çalışma şart!


Bale, balerinlerin ve baletlerin bir bütünüdür. İkisi de birbirini tamamlar. Türkiye'de giyiniş tarzından veya yaptıkları meslekten dolayı baletlerin yeterince değer görülmedikleri aşikar. Bu nedenden dolayı balet olmak isteyen erkeklerin çoğu buna cesaret edemiyor ya da ailesi istemiyor. Bu denli zor bir sanatı icra etmek baletler için daha zor...


Sanatta motivasyon en önemli unsurlardan biridir. Beslenme alışkanlığından, uyku düzenine, sosyal yaşantısına kadar her şey bale sanatçısının performansını etkiler. Özellikle balerinler fiziklerine çok dikkat etmek zorundadır. Partnerinin taşıyabilmesi ve zarif görünebilmesi için bu gereklidir. Bu nedenden dolayı çoğu zaman şımarık olarak algılanırlar.




Çok fazla ihmal edilmesine rağmen, bale sanatçılarının ayak parmaklarının şekli çok önemlidir. Sakatlanmalarda ve yaralanmalarda, ayak şekilleri Mısırlı (baş parmakla diğer parmakların eş veya biraz kısa olması) olan bale sanatçılarının, Grek ( diğer parmakların baş parmağından uzun olması) olan bale sanatçılarından daha şanslı olduğu söyleniyor. 


Dizin aşırı yüklenilmesinden kaynaklanan eğrilik bale dünyasında istenilen bir durum olsa da insanlar hep "yamuk yürüyorsun" olarak karşılar. Bacakları düz tutmak kolay olmasa da, zarafet açısından önemlidir. Bu sayede, yolda yürüyen bir bale sanatçısını attığı adımlardan anlayabilmeniz çok kolaydır.  


İnsanlar çoğu zaman balerinlerin yaptıkları hareketlerden dolayı endişe duyarlar, dalga konusu haline getirirler. Vücut esnekliklerini, dengesizliklerini, bir bacağını tam açıp diğerini açamadıklarında anlarlar. Yerde yapılması zor hareketleri havada yaparak bize cesaret verdikleri göz ardı edilemez.


Vücutlarının en belirgin yeri sırtlarıdır. Karın, sırt ve bilek kaslarının çok fazla çalışmasından kaynaklanan görüntü  kimilerinin hoşuna gitmese de balerinin hem asil hem de güçlü olduğunun kanıtıdır. 




Balerin zarafeti denilen bir kavram vardır. İşte bu noktada balede ince ve zarif olma kuralı ortaya çıkıyor. Hiçbir zaman sert, ani, düşünülmemiş hareketlerde bulunduklarını görmüyoruz. Yer yer balerin güzel, seksi, sevimli olamaz düşüncesi olsa da bu düşünce sosyal yaşamlarını oldukça etkiliyor. Çoğu ebeveyn çocuklarına zarafeti, disiplini öğretmek için baleye başlamalarını istese de, zarif olma çabaları kimi zaman bunalıma, nevrosa ve anorexia  hastalıklarına sebep olduğunu biliyor muydunuz? Zarif olmanın bile bir bedeli var!



Balerinlerin hayatının büyük bir çoğunluğu pointlerine, kurdele, lastik, düğme dikmekle geçer. Yeri gelir sahne makyajıyla saatlerini geçirirler, yeri gelir kendilerine yeni pointler oluştururlar.




FOTOĞRAF: YASEMİN ERGİNBİLGİÇ




 






3 Mart 2017 Cuma

Parmak ucunda dans


   Bale dansı  Türkiye'de pek fazla ön planda olmasa da dünya çapında oldukça fazla tercih edilen bir dans türü olarak karşımıza çıkıyor.  Maltepe’de bulunan Mady dans okulunda bale eğitmenliği yapan Zerrin Türsan ile başlangıçtan profesyonelliğe baleyi konuştuk.

Her kız çocuğunun hayali

   Sokaktan geçen kız çocuklarına büyüdüğüne ne olmak istediklerini sorsanız, büyük çoğunluğundan alacağınız cevap "balerin olmak istiyorum" olur. Filmlerde, kitaplarda, prensesler gibi gördükleri balerinler sayesinde, bale çocuklara kendini bir şekilde sevdirmiştir aslında.Toplum yapımız erkeklerin bale yapmasını öngörmese de bu yapamayacakları anlamına gelmez. Kuğu gibi süzülen balerinler olabiliyorsa, güçlü ve elbette ki aktif baletlere de ihtiyaç vardır. Bale bir bütündür. Baletler var olmazsa balerinler de var olamaz. Toplumumuzun bu ön yargısını kırmak için ailelere burda çok iş düşüyor.. Operaya gidilmeli bir sürü eserler izlenip,izlettirilmelidir.  
Balede estetik görünmek kadar hareketi doğru yapmakta önemlidir. Yanlış yapılan her hareket sakatlanmalara sebep olabilir. Zerrin Türsan,parmak uçları gergin point adı verilen hareketi öğrencisine eğlenceli bir şekilde gösteriyor.

   Balenin zoru kolay gibi gösterme sanatı olduğunu söyleyen ZerrinTürsan, balenin kendisi için naifliği, zarafeti, hoşluğu, güzelliği ifade ettiğini belirtti. Türsan, konuşmamıza kısaca bale hakkında bilgi vererek başladı. “Balenin tarihi, eski uygarlıkların dinsel inançlarına ve ayinlerine dayanmaktadır. Doğa olaylarıyla ortaya çıkan balede insanlar kızgınlık, hiddet, sevgi, şükran gibi duygularını dile getirirlerdi.” Dansın doğmasıyla birlikte, bale dansla şekil almıştır. Müzik eşliğinde bize hareketlerle bir hikaye veya duygu anlatılır. "Ballet comique de la Reine "isimli  eser dans tarihçileri tarafından balenin doğumu olarak kabul edilir. Rönesans Devrinde İtalya ve Fransa bale sanatının başlaması açısından dünyada öncü sayılıyorlar diyebiliriz.  Dansın temel unsurlarını kullanan bale, hareketlerin giderek hızlanmasıyla, koreografilerde doğaüstü öyküleri, düşleri, büyük aşkların yer almasıyla baleyi sahneye yansıtma imkanı bulmuştur. Türkiye'de bale,  Ankara Devlet Konservatuarının bir bölümü olarak kurulmak istenmiş olup, konservatuvarın  bale bölümünün kuruluşu 1948'de İngiltere'den getirilen Dama Ninette de Valois'in İstanbul Yeşilköy'de ilk bale okulunu kurmasıyla başlamış,  konservatuvara bağlanmasıyla devam etmiştir. 
( Bu tarihçe alıntıdır.*) 
Klasik bale dersinden önce yapılması gereken streching (esneme ve kondisyon) hareketleriyle öğrenciler derse hazırlanıyor. Güç gerektiren bu hareket hem üst karnı hem de bacak kaslarını çalıştırıyor. 
   Mady dans okulunda bale hazırlık sınıfları, ilk devre, orta devre, lise devresi, ileri devre olmak üzere 10 senelik eğitim veriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı bale eğitim programı sınavlarını başarıyla tamamlayan öğrenciler resmi olarak diplomalarını alıyorlar. Bu diplomalar sonucu 11 yıllık mezun olmuş olup, ilerde ders verebilir mevkiye gelebiliyorlar.
Ece Alim klasik bale öncesi hazırlıklarını yapıyor. pointlerini (balede parmak ucunda dans etmek için profesyonel bale patiği) giydikten sonra (ponit-flex) bilek ısıtması yaparak derse hazırlanıyor.

    Bale denince akıldan çoğu zaman şu soru geçer: baleye başlamak için doğru yaş kaçtır" Zerrin Türsan ise bu soruya şu şekilde cevap veriyor. “Çocuklar için baleye başlama yaşı 4 olmalıdır. Çünkü çocukların kas gelişimi ancak bu yaştan sonra bale hareketlerini yapabilecekleri seviyeye gelir. Eğer 3 yaşından itibaren çocuklar eğitmeni uygun görürse baleye başlayabilir. Bebek balesi denen daha çok oyun ağırlıklı bedeni baleye hazırlamak için yapılan egzersizleri yaparak, vücut dengesi ve hayal güçlerini çalıştırarak sonraki senelerde alacakları temel bale eğitimine hazırlık yapmış olurlar."
   
"Bale Sevdirilmeli"

   Küçük yaşlardaki çocuklar genellikle her gördükleri şeyi istemeye, yapmaya meyilli olurlar. Bu nedenle Türsan, baleyi sevdirmenin her şeyin başında geldiğini vurguladı. Hem bale ile hem de modern dans ile ilgilenen Begüm Dokel ise çocuklarla iletişim kurmanın  hem çok zevkli hem de çok zor olduğunu söyledi. “Eğer baleyi sevdirirseniz stüdyoya koşa koşa gelirler, ancak çocukların dikkatini çekemezseniz bu konuda ileri gidemezler" diye belirterek çocuklarla iletişimin gerekliliğini belirtti. Çocukların dilinden konuşmanın gerekli olduğunu söylerken, pedagoji eğitimini anlattı: "Çok iyi bale yapıyor olabilirsiniz, sahnelerde parlayabilirsiniz ancak çocuklara nasıl davranmanız gerektiğini bilmiyorsanız çocukları baleden soğutma ihtimaliniz var. Bu nedenle eğitmenler  pedagoji eğitimi almalı." 
Öğrenciler bar çalışması yapıyor. Eğitmen eşliğinde balenin ilk hareketlerinden olan grand plie  (diz kırma) çalışılıyor. Vücut dik karın içeride kalça sıkı parmak ucu gergin olan bu hareket balenin temel ve zor hareketinden biridir.
    Balenin bir heves olarak görülmemesi için uygulanan bazı yöntemler bulunuyor. Bale severler sık sık bale resitallerine katılıp, sanat ortamına katılırlarsa kendilerine bir pay çıkarabiliyorlar. Bunun yanı sıra ara ara kendilerinden üst seviyede olan öğrencilerin derslerine katılarak, " ilerde ben nasıl olurum" sorusunun cevabını bulabiliyorlar.
    Gerçek anlamda baleye gönül vermek isteyenlerin özverili ve fedakar olması gerekiyor. Bunu sevip, istemek hayatını baleye adamanız anlamına geliyor. Bunu örnekle açıklamak gerekirse; arkadaşlarınızla buluşmak yerine saatlerinizi prova yapmaya ayırabilir misiniz? Gün bitiminde evde bilgisayarla uğraşmaktansa egzersiz yapmaya zaman ayırabilir misiniz? Bunlara cevabınız evet ise zorluklarla başa çıkabilirsiniz. Balenin zorlu bir yol olduğu, sabır gerektirdiği kaçınılamaz bir gerçek. Bu noktada en çok aile desteği yardımcı olduğu söylenebilir. "Bale eğitmeni Zerrin Türsan aile desteğinin gerekliliğinden  “ Çocuk ailenin en önemli bireyidir. Bir çocuk kendi isteğiyle baleye başlamak istiyorsa ailede çocuğunu desteklemeli ve seçtiği dalı ona anlatmalıdır. Çocuk bale yapmak istemiyor ve aile çocuğu zorluyorsa bu yanlıştır. Belki çocuk sevdiği başka bir sanat dalıyla uğraşmak isteyecektir. En önemli şey sevmek ve sevdirmek” diye bahsetti. Türsan, “ bale öğrencisi uykusundan gıdasına kadar her şeyine dikkat etmelidir. Öğrenci küçük yaşlardan beri öğrendiği bu disiplini hayatının her alanına taşıyarak düzenli ve programlı yaşamaya başlar. Bu okul derslerine de yansır ve başarısı fark edilir. Bir dansçı adayı konservatuara hazırlanırken bale hareketleri dışında, her dansçının bilmesi gereken dersleri de öğreniyor” diye konuştu. Bu nedenle bale heves olarak düşünülemez. Balerin ve balet olmak isteyen her birey estetik görünüşüyle ve sanat bilgisiyle yeterli olmak zorundadır.
   

FOTOĞRAF:YASEMİN ERGİNBİLGİÇ

*https://gizemtunck.wordpress.com/2013/03/20/dans-ve-balenin-dogusu/

http://tuhafbilgiler.blogcu.com/balenin-tarihcesi-nedir/5279348